Çocuklarda kaygı bozukluğu, belli bir durum ya da sebep ile gelişen endişe halini ifade etmektedir Kaygılılık durumu, benliği tehlikelerden korumak için ortaya çıkar. Kaygı bozukluğu ise artan kaygı ile işlevselliğin bozulmasına işaret eder.
Çocuklar kaygıyı ifade etmekte zorlanır, bu nedenle kaygı bozuklukları güvensizlik, korku ve tedirginlikle belirlenir. Ayrıca ağız kuruluğu, uyku problemleri, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme, titreme ve kan basıncındaki değişimler de kaygı belirtileridir.
Çocuklarda oluşan kaygı bozukluklarının nedenleri arasında ebeveyn tutumları önemli bir yer oluşturmaktadır. Özellikle ebeveynlerin aşırı korumacı tutumları ve tutarsız ifadeleri, çocuklarda kaygı bozukluğuna neden olur. Aşırı korumacı tutumlar, kaygı ve endişeyi ebeveynden çocuğa geçirir. Bu tutumlar, çocuğun cinsel, sosyal ve fiziksel gereksinimlerini engeller ve benlik algısını olumsuz etkiler. Yetersizlik duyguları, kaygının temel nedeni haline gelir. Özgür bir ruhsal alan tanınmayan çocuk, kaygılı bir hale bürünür.
Çocuklarda Ayrılma Anksiyetesi
Çocuklarda ayrılma anksiyetesi, bakım verenden uzak kalma durumunda aşırı ve yineleyici kaygı ile ortaya çıkar. Bu çocuklar, bağlandıkları kişilerin başına bir şey geleceğinden endişe eder ve okulda sıkıntı yaşar.
Ayrılma anksiyetesi yaşayan çocuklar, bağlandıkları kişiden ayrılma fikrinden rahatsızlık duyar. Karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı gibi fiziksel belirtiler gösterirler ve anneye yapışma eğilimi sergilerler. Geceleri kabus görme ve okula gitmeyi reddetme gibi sorunlar yaşarlar.
Ayrılma anksiyetesinin nedenleri arasında yeni kardeş doğumu, okula başlama, yakın ölümü, anne-babadan uzun süre ayrı kalma yer alır. Ayrıca aşırı koruyucu ve kaygılı ailelerde, çocuklarda ayrılma anksiyetesi daha yaygındır.