Panik atak, gerçek bir tehlike ya da gözle görünür belli bir neden olmamasına karşın şiddetli bedensel belirtilerle kendini gösteren yoğun korku duygusunun yaşanmasıdır. Atak anı kişiyi çok korkutabilir, o an kalp krizi geçirdiğini veya hiç durmayacağı düşüncesini düşünebilir. Bir çok kişi yaşamları boyunca bir ya da iki panik atak anı yaşayabilir. Fakat ataklar sürekli ve ısrarlı olarak devam ediyorsa panik bozukluğundan söz edilebilir.
Panik atağı yenenler, panik atağı yenen var mı ? , panik atağı yenen hastalar, panik atakta yeni tedavi yöntemleri, panik atağı yenemiyorum diyenler tüm sorularınız cevabı bu yazımızda:
Danışanlar bir çoğu terapiye başlarken ya “acaba, ben inanmıyorum, 10 yıldır doktorlarda geziyorum, bir çok psikiyatriden ilaç kullandım, kalp cerrahı, dahiliye, filim, tomografi hiçbir şey çıkmıyor” vb. şikayetler ile gelirler. Aslında daha ilk seansta beyninizin size nasıl bir oyun oynadığını öğreniyorsunuz. Kaygı bozukluğunda beden sanki bir tehdit varmış gibi yanlış bir alarm verip kendisini korumaya çalışıyor. Çünkü siz de biliyorsunuz ki fiziksel hiçbir sorununuz yok ama bunu hiçbir şekilde kendinize inandıramıyorsunuz, hep acaba kalbimde bir şey mi var acaba bir yerimde bir hastalık mı var soruları çıkıyor. Seanslar ilerledikçe panik atağı yavaş yavaş kontrol etmeye başlarken bir süre sonra panik atak hastaları artık panik atağı yenmeye başlar ve git gide artık panik atak yaşamaz hale gelirsiniz. Panik bozukluğu olan kişiler terapilere devam ettikçe artık, bir şey olacak mı korkusu, dışarı çıkarsam yaşar mıyım? Ya yine olur mu soruları azalıp zamanla tamamen ortadan kalkıyor. Gece yatınca acaba yine mi kalp çarpıntısı olur, yine gelir mi?, yine daralır mıyım, sorularının yerine panik atak yaşayanlar artık “bu bana bir şey yapamaz” “panik atağı kontrol edebiliyorum” ufak gerginlik, sorunları notlarla psikoloğunuza paylaşın.
Aslında panik atak bir çeşit kaygı bozukluğudur diyebiliriz. Ege pozitif psikolojiye gelen panik atak ve bozukluğu olan danışanların hepsi aslında kolayca emdr terapisi ve bilişsel davranışçı terapi ile iyileşiyor. Panik atak ile iyileşenler çoğu zaman ilaç kullanır ve bu psikiyatri ilaçları bazen panik atağı iyileştirirken, bazen de panik bozukluk nükseder ve tekrar yaşarlar. Aslında panik atak ile iyileşenler çoğunlukla ilaç tedavisinin yanında psikoterapi yani emdr ve bilişsel davranışçı terapi alarakta sonuç alınabiliyor, terapiye gelenler ilaçsız panik atağı yenenler grubuna giriyor bu kişiler 3 seans sonra farkı net bir şekilde bunu hissetmeye başlarlar ve ortalama 5 ila 15 seans arasında ilaçsız panik atağı yenip panik atak ile iyileşirler.
Panik atağın tekrarlanması ile panik bozukluk yapısı itibariyle kişide fobilerin var olmasını etkileyebilir. Bir çeşit anksiyete bozukluğu olarak kabul ettiğimiz panik bozukluk kişide sürekli ataklara ve tekrarlayan durumlar oluşturmasıyla, panik atak mı geçireceğim beklentisine sebep olur. Davranışlarda ve düşünceler de değişmeyi barındırmayı amaçlar. En az 1 ay süreyle tedirginlik yaşayıp panik atak gelir mi bekleyişine neden olur. Psikolojik problemi yaşayan kişinin elinde olan bir durum olmamasına karşın, rahatsızlık ile ilgili oluşan karamsar ruh halinin ve ümitsizliğin yok edilmesi önemlidir. Psikoterapi süreciyle kişinin geçmişteki olumsuzlukları şu an ki hayatından çıkarılması sağlanmalıdır.
Bazı yerlere gitmek, bazı kişiler, yaşanılan durumlar kişide panik atağı hatırlatabilir. Ortada bir şey yokken de panik atak yaşanabilir ancak tetikleyici bir etkenin var olması daha çok panik atak yaşamayı etkiler. Panik atak anının kişinin düşünsel yapısından kaynaklanabileceğini göz önünde bulundurulmalıdır. Panik atağın beklenmesi zihinsel süreç olarak bu duruma kişinin kendini hazırlama hali bunu desteklemektedir. Panik atak yaşamanın belirtilerini en iyi bu duruma maruz kalanlar bilir.
Yani kişiler bu ve buna benzer olayları duyunca panik atak tetikler. Bazı kişiler de kötü olayların sık olduğu zamanlar etiketlenerek tetikler. Yani tüm kötü haberler ya da olaylar gece geldiyse başınıza daha çok gece ve akşamları panik atak yaşarsınız.
Kurumumuza başvuran tüm panik atak danışanları iyileşmiştir.
Ancak her danışan için ortak bazı teknikler kullanılmaktadır. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapiler de: Nefesin doğru kullanımı, düşüncelere alternatifler geliştirme, başetme kartları panik atak nasıl geçerin bir terapi yaklaşımı. Diğer panik atağı geçiren en önemli ve en etkili güncel ilaca alternatif tedavisi: EMDR terapisidir. İzmir panik atak tedavisinde bu tarz tekniklerin psikoterapi ile danışana aktarılması ve başka başa çıkma yöntemleri üzerinde seansları sürdürmek olumlu durumları arttırmaktadır.
Yaptığımız özel terapilerle: vücudunuz alarm durumundan olağan haline gelir. Danışana günlük hayatta da prova etme şansı verilerek düzelir.
İzmir’de ”panik atak tedavisi ilaçsız geçer mi? , panik atağı ilaçsız yenmek istiyorum, ilaç kullanmadan panik atak tedavisi mümkün olur mu acaba?” şeklinde danışanlardan çok sayıda istek ile karşılaşıyoruz. Danışanların bu taleplerinin çok normal ve normal olduğunu belirtmeliyiz çünkü hayatlarının kalitesini düzeltmek ve eskisi gibi olmak istiyorlar. Özellikle kadınlar hamilelik süreci gibi sıra dışı durumlarda zor durumda kalınmadıkça vücuda kimyasal bir ilaç alınması istenmez. Diğer yandan uzun bir süre ilaç kullanma durumu tekrarlanmasıyla rahatsızlık verebilir. Psikoterapi ile panik atak semptomlarının ortadan kaldırılması ve hastalığın geride bırakılması bir süreçtir. İzmir de panik atak terapisi yapan psikologlarımız danışan ile panik atağı önce kontrol etmesini sonra da tamamen panik atak yaşamaz hale gelecek şekilde terapilerle geçer.
Panik atak ilaçları kesinlikle bir doktor (psikiyatrist nörolog vb.) kontrolünde başlanmalı ve bir doktor kontrolünde bırakılmalıdır. En sık kullanılan ilaçlar: (SSRI-selective sorotonin reuptake inhibitors) içeren ilaçlardır; xanax, lustral vb. gibi. Panik atak ilaçları kullananların bir çoğu yaşadığı kaygı bozukluğunu yenmektedir. Ancak bazı kişiler de yan etkileri ortaya çıkabilmektedir. Bu yan etkiler kilo alma, kilo verme, çok uyku vb. olabilmekte. Bazen de panik atak ilaçları kullananların şikayeti ise yıllardır kullanıyorum ama ilaçları bırakınca tekrar panik atak başlıyor.
Doktor ve psikiyatristlerin verdiği bilgiye göre; Ortalama kullanılan her ilacın bir yan etkisi vardır. Panik atak ilaçlarının yan etkisi genelde çok azdır. İlk zamanlar panik atağı andıran krizlere neden olabildiği ancak zamanla düzeldiği öğrenilmiştir. Doktor ve psikiyatristler kontorolü dışında asla ilaca başlanmamalı ve bırakılmamalıdır. Yan etkisi olmayan Panik atak ilaçları da vardır. Ancak ilaçlar her kişi de farklı bir etki bırakmaktadır. Bu nedenle ilaç vb. konular da her sorunuzu ve yan etkileri kesinlikle bir hekime başvurarak bilgi alın.
Panik bozukluk pek çok hastalık ile benzer belirtiler gösterebilir. Bu sebeple öncelikle hastadan ve yakınlarından doğru yaşam öykü almak gereklidir. Hastaya EKG, tiroid testleri, kan sayımı ve solunum fonksiyon testi yapılarak başka bir sağlık problemi olmadığına emin olunmalıdır. Daha sonra psikiyatriye başvurulmalıdır.
Panik atak için hangi bölüme gidilir? İlk fiziksel bir çok belirti gösterdiği için öncelikle kişinin herhangi bir biyolojik hastalığı olmasına emin olunmalıdır bunun için kalp, dahiliye vb. gidilir. Daha sonra ise psikiyatri bölümüne gidilir ve tanı alınması beklenir. Ardından psikiyatrinin önerdiği ilaç tedavisi ile birlikte psikoloğa gidilir ve terapi süreci başlamaktadır.Bu krizi yaşayanların yapmaları gereken birinci yöntem ise her şeyin kendi kafalarında gerçekleştiği ile yüzleşmeli ve bunun bilincine varabilmeleridir. İlaç tedavisi tabi ki gerekli olmak ile birlikte panik atak krizi yaşayan hastaların kendilerini yalnızca ilaçlara bırakmamaları gerekir. İlaç tedavileri bu süreçte etkili bir sonuç vermesi için terapi ile birlikte devam edilmesi gerekmektedir. Örneğin; nefes egzersizi bu süreçte oldukça rahatlatıcı yöntemlerden biriyle tanışmak gibidir.
Agorafobi kelimesi antik yunanda çıkan bir terimdir ve teriminin tercümesi alan korkusu’ demektir. Agorafobiye sahip kişi, evden çıkmaktan, kamuya açık yerlerde bulunmaktan, alışveriş merkezlerine veya dükkanlara girmekten, kalabalık içerisinde, sinemalarda veya dar ve kapalı odalarda bulunmaktan, ya herhangi bir ulaşım aracı ile seyahat etmekten dolayı korku yaşar. Bu sebeple ya bu yerlere gitmekten kaçar ve ya oralarda bulunduğu sürece kendini büyük bir rahatsızlık içinde bulur korkular hisseder. Panik ataklar ve agorafobi çoğunlukla birlikte görülebilen rahatsızlıklardandır. Böyle bir durumda kişi iki durumunda kendinde var olduğunu düşünüyorsa konulacak teşhis Agorafobili panik bozukluk olur.
Kişi panik atak anlarını yaşadığında bu ana ait olumsuz duyguları unutamaz. Tekrarlı olarak korku duyduğu o ana ve gözlenen fiziksel yanıtlara karşı bir tekrarlama ihtimalini bekler. Her an panik atak olacak mı düşüncesine kapılmak ise panik bozukluk olarak tanımlanır.
Tedavi edilmeyen panik atak yaşam kalitesini ciddi anlamda eksiltmektedir.
Bunlar:
Panik atak geçiren herkese panik bozukluk teşhisi konmamaktadır. Buna dayanarak her kişi hayatında 1 – 2 kez bu panik atak deneyimini yaşayabilir. Harvard Üniversitesi’ndeki bir araştırmada deneyimlenen kitlenin %23’ü panik atak yaşamış olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda bu kişilerin %3’ü panik bozukluğa sahip olmaktadır.
Öte taraftan hastalıkla ilgili yeterli bilgiye sahip olmayan kişiler tarafından da bir panik hali yaşarken, normal tedirginlikten daha yoğun ve bazı fiziksel belirtilerin olduğunu gözlemleyince (nefeste hızlanma, terleme, titreme) ”panik atak geçiriyorum” gibi yanlış düşüncelere kapılma yaşanıyor olabilir.
Bir tehlikeyle karşılaştığında kalp olağan çalışmasından çok daha aktiftir ve vücudunun büyük kas gruplarına dolaşım sistemimizin yardımıyla kan pompalaması görevidir. Bu nedenle tehlikeden uzaklaşmak için kaçmak mümkün hale getirilmelidir. Vücudumuzun ise tek istediği bizi tehlikeden uzaklaştırmak için hazırlık yapmaktır. Bunun yan etkisi ise panik anında oluşan bedensel belirtiler olmaktadır. Olağandışı dolaşım sebebiyle kişi kendini normal hissetmez. Buna nefes alma ile ilgili problemler eklenince kişi yanlış anlamlar çıkartabilir. Ardından çok da düşünmediği anlam yüklemeleri yapılır; ”kalp krizi mi geçiriyorum?” , ”göğsüm daralıyor nefes alamıyorum” , ”acile gitmem gerek” , ”deliriyorum galiba” , ”kendime çevreme birşey yapmaktan korkuyorum” gibi düşüncelere inanırlar. Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı kişiler terler bazıları ise başı döner ve ya midesi bulanabilir. Bütün kişilerin ise ortak bir özelliği vardır; Bu belirtiler başımıza bir felaket ya da hastalık habercisi olarak gelmemektedir, karşı karşıya bulunduğumuz durumda yukarda da belirttiğim gibi vücudun ani durumlara doğal ve olağan tepkileri olmuştur. Buradaki en büyük hata bu belirtilerin yanlış yorumlanmasıdır. Kişi tarafından olduğundan başka amaçlara hitap etmesi olmuştur.
İzmir’de panik atak bozukluğuna sahip danışanlar ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Danışanlar, kendilerini kapana kısılmış, güçsüz ve kırılgan hissettikleri yönünde belirtiler sunmaktadır. Panik bozukluk yaşayan kişiye yüksek anksiyete durumu yaşatır ve insanın kendisine belirli bir zaman diliminde yüklenebilecek stresin kat kat fazlasının bulunması ile başa çıkmasıdır. Ancak bu durum ile baş edilmesi imkansız değildir. Artık bununla yaşamak istemiyorum, daha fazla buna katlanmak istemiyorum diyen ve terapi sürecinde kararlı olan danışan, bir uzman ile işbirliği içerisinde yaşamını kalitesiz hale getiren psikolojik rahatsızlık ile vedalaşır. İzmir Panik Atak Tedavisi için hemen randevu ve bilgi alın tıklayınız.